Taşların sırrını kimse çözemedi

Eskişehir'in Tepebaşı İlçesi Yörükçayır Köyü'nde bulunan gizemli taşlar görenleri şaşırtıyor.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Ocak 2013 17:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Taşların sırrını kimse çözemedi

Genel merkezi Eskişehir'de bulunan Tüketiciyi Destekleme Derneği'nin (TÜKDES) Araştırma Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Rıfat Bozkurt, bir köyde bulduğu taşların üzerindeki işaretlerin sırrını çözmek için yaklaşık 7 yıldır uğraş verdiğini bildirdi.

Prof. Dr. Bozkurt, 2006 yılı mayıs ayında Eskişehir Merkez Tepebaşı ilçesine bağlı Yörükakçayır köyü kırsalında bulduğu çakılların karakteristiğini, şekillerinin tabii ve uzun eksenleri doğrultusunda iki ucu ile iki yüzündeki işlemelerin oluşturduğunu söyledi.

Gelişmiş işlemelerde ise ''tarak dişleri'' şekilli oymaların hakim olduğunu savunan Prof. Dr. Bozkurt, işaretlerin bir dönem insanlar tarafından işlendiğinin belirgin olduğunu öne sürdü.

Taşların fotoğraflarını birçok üniversitede arkeoloji alanında görev yapan bilim adamları ile yurt içi ve yurt dışındaki arkeoloji dergilerine gönderdiğini anlatan Prof. Dr. Bozkurt, şöyle konuştu:

''Bir tanımlama yapamadıkları için bugüne kadar herhangi bir geri dönüş olmadı. Kültür varlığı olduğunu düşündüğümüz çakıllardan İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nde bu konuda duayen olarak gördüğümüz Prof. Dr. Mehmet Özdoğan'a örnek verdik. Prof. Dr. Özdoğan, incelemesinin ardından taşların üzerindeki işlemelerin insan tarafından yapıldığını, ancak bununla birlikte bölgede bilinen başka arkeolojik eserler olmadıkça ne zaman ve ne için yapıldığına karar verilemeyeceğini bildirdi.''

"LİTERATÜRDE YER ALMAYAN GİZEMLİ BULUTLAR"

Prof. Dr. Bozkurt, daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan taşlarla ilgili çalışma yapılmasını istediğini belirterek, ''Bunun üzerine bakanlığın görevlendirdiği Prof. Dr. Işın Yalçınkaya, bir ekiple Eskişehir'e gelip inceleme yaptı. Prof. Dr. Yalçınkaya, incelemesini tamamladıktan sonra hazırladığı raporunda, 'Literatürde henüz yer almayan bu gizemli buluntuların saklanmasında, hatta jeoloji ve arkeoloji dünyalarına tanıtılarak dikkati çekmede ve bu yolla çözüm arayışlarını başlatmada büyük yarar vardır' ifadesine yer verdi'' dedi.

''Kültür varlığı, tarihin karanlığında kalmamalı'' diyen Prof. Dr. Bozkurt, şunları kaydetti:

''Tek arzum, bu çakılların kültür varlığı olarak kabul edilmesi ve bunun üzerine çalışmalar yapılmasıdır. Bu işlemelerin tarihin karanlığında kalmasına gönlüm razı olmadığı için 2006 yılından beri uğraşıyorum. Bunun için de birilerinin bu konuya ilgi duyması, bakanlığın ya da vakıfların araştırma yapılabilmesi için fon sağlaması gerekiyor. Elimde çakıllardan yaklaşık 100 örnek var. Ancak karakteristiği en belirgin olan çakılların toplam sayısı 10 kadar. Bölgede daha birçok benzer çakıl bulunuyor.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber